30 Aralık 1490’da İstanbul yakınlarındaki Meteris Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Ailesi o zaman Amasya’ya -Bugün Çorum’a- bağlı bulunan İskilip’ten olup babası Şeyh Muhyi Alaaddin, İskilip’e bağlı Amid Köyü’nde doğmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu şehzade Beyazıt’ın Amasya sancak beyliği sırasında sevgisini ve dostluğunu kazanan Şeyh Muhyi Alaaddin, Beyazıt’ın padişah olmasından kısa bir süre sonra İstanbul’a davet edilmiş ve Sultan Selim civarında kendisi için bir tekye inşa ettirilmiştir.

Ebussuud Efendi’nin babası Şeyh Muhyi Alaaddin, Sultan 2. Beyazıt’a yakınlığı dolayısıyla “Hünkar Şeyhi” diye de bilinir. Annesi Sultan Hatun, matematikçi Ali Kuşçu’nun kızıdır. Ebussuud Efendi, ilk tahsilini babasının yanında yaptı. Ardından ders aldı. Hocası Mevlana Seydi Karaman’ın kızı Zeynep Hanım’la evlenen Ebussuud, ilk olarak Yavuz Sultan Selim döneminde (1516) İnegöl İshak Paşa Medresesi’ne tayin edildi. 1520’de buradaki görev süresi sona erince, ertesi yıl Davud Paşa Medresesi’nde, bir yıl sonra da Mahmud Paşa Medresesi’nde görevlendirildi. 1520 yılında Vezir Mustafa Paşa’nın Gebze’de inşa ettirdiği medreseye tayin edildi. Kasım 1533’de, İstanbul kadılığına getirildi. Ağustos 1537’de Rum ili Kadıaskerliği’ne tayin edildi. Karabağ’dan Estergon ve Budin seferlerinde Kanuni Sultan Süleyman’ın yanında yer aldı. Budin’in fethinden sonra şehirde ilk camii namazı onun tarafından kıldırıldı. 8 yıl Rum ili Kadıaskeri olarak görev yapan Ebussuud Efendi ekim 1545’de Fenerzade Muhyi Aladdin Efendinin yerine Şeyhülislam oldu. Ebussuud Efendinin Şeyhülislam olması bu kurumu diğer alim kurumların üstünde çıkarmıştır. Hazırladığı Kur’an tefsirini Kanuni’ye sunar. 28 yıl 11 ay Şeyhülislamlık yapan Ebussuud Efendi, 3 ağustos 1574 tarihinde vefat etti. Eyüp Sultan Camii civarında kendisinin inşa ettirdiği Sıbyan Mektebi’nin (İlkokul) bahçesine defin edildi.

Ebussuud Efendi birçok hayır eseri yaptırmıştır. Eyüpsultan’daki zaviye, Sibyan Mektebi ve sebilden oluşan kilye ile İskilip’te babasının türbesi yanında camii, imaret ve mekteb hayır eserlerinden bazılarıdır. Kanuni Sultan Selim’in kendisine büyük bir saygı duyduğu ve Süleymaniye Camii’nin temelini teberrüken ona ettirdiği bilinmektedir. Topkapı Sarayı’nın avlusundaki ağaçları karıncalar sarınca karınca, Ebussuud Efendi’den ağaçların karıncalardan kurtarılması için ilaçlanması konusundan fetva istemişti. Şairliği ile meşhur Kanuni şu beytle fetva istemişti: “Meyve ağaçlarını sarınca karınca, günah var mı karıncayı kırınca?” Ebussuud Efendi’nin cevabı ise son derece ibretlikti: “Yarın hakkın divanına varınca, Süleyman’dan hakkın alır karınca.” Ebussuud Efendi’nin bu cevabı üzerine Kanuni, karıncalara müdahale etmez. Bu ibretlik olay bize gösteriyordu ki, cihan padişahı da olsan İslam’ın çizdiği sınırın dışına çıkamazsın. Osmanlı padişahları bu konuda çok hassastılar. Şeyhülislam’ların İslam’a uygunluk yönünden verdikleri fetvalar onlar için çok önemliydi.

Kategoriler: Genel

hnmiae

Hayatını Hakikate Ada!

2 yorum

hnmiae · 09/11/2025 14:03 tarihinde

sa
as

babuş · 09/11/2025 15:25 tarihinde

ebussuud efendi gibi ehli sünnet ve ali cenap insanlara özenmemek heleki bu yaşadıgımız bencilliğin zirve yaptıgı çagda mümkün degil

babuş için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir